Sado

31 Mayıs 2011 Salı

Allahım Ona İyi Bak Ya Benide al Yanına Ya Geceyi Yak


Aynı mahallede Oturan İki Genç birbirini Çok Severler ama bir türlü Bir birlerine açılamazlar

Çünkü erkek içine kapanık ve utangaç biridir...
uzaktan uzağa bir birbirlerinden habersiz bir birlerini çok sever...
Bir gün çocuk ailesiyle başka bir şehre taşınmak sorunda kalır babasının ilerinden dolayı... Çocuk başka bir şehre taşınır ama ikiside uzaktan uzağa bir birlerini sevmeye devam eder...
Sonunda çocuk dayanamaz ve duygularını belli eden bir mektup yazar ve postaya verir... Ardından çocukta çıkar kızın bulundu şehre gitmek için kız mektubu okuyunca konuşmak daha kolay olur diye...
Çocuk yolda Trafik kazası geçirir ve ölür...
Kız çocuğun ölüm haberini alır ve perişan olur...ölüm haberini aldıktan bir gün sonra ise çocuğun mektubu postadan gelir...
Kız olanların şaşkınlıyla mektubu okuyunca gözlerine inanamaz... Çünkü yıllardır içten içe sevdiği kişi onu seviyormuş... ve bunları ondan duyamadan onun gözlerinin içine bakarak ''BENDE SENİ SEVİYORUM'' diyemeden onu kaybediyor...
elinde mektup gözleri ağlamaktan şişmiş bir vaziyette tanrıya yakarırken, ALLAHIM ONA İYİ BAK YA BENİDE AL YANINA YA GECEYİ YAK!!! gibilerinden birşeyler yazıyor...
o sözlere diğer Sözler Ekleniyor ve bu şarkı ortaya çıkıyor...
evet bu şarkı yaşanmış bir aşkı anlatıyor... bir birini çok seven ama bir birlerini hiç yaşayamayan bir aşkı...
Yapmanız gereken tek şey bu şarkıyı dinledikten sonra, birilerine söylemeyi düşündüğünüz ve sürekli ertelediğiniz şeyleri hemen o kişilere söylemeniz...

ÇÜNKÜ UNUTMAYIN !!! YARIN BUNLARI SÖYLEYECEK VAKTİNİZ OLAMAYA BİLİR...


Geceler Sessiz Sensiz Kaldı Bu Gece Yıldızlar Küskün Ay Suskun Bu Gece Şarkılar Bir Garip Ağlıyorlar Bu Gece Zamansız Gidişin haps oldu Yüreğime allahım Ona İyi Bak Ya Benide aL Yanına Ya Geceyi Yak Dayanamam İnanamam Bu Acıya Katlanamam... 

(BU SÖZLER ŞİMDİ ŞARKI)



28 Mayıs 2011 Cumartesi

yayılın çimenlerin üzerine, acele edin... er ya da geç çimenler yayılacak üzerinize

ACELE EDİN... 


İYİ DÜŞÜNÜN
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi? 
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç günışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi "birçok küçük şeye" bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü?
YAYILIN ÇİMENLERİN ÜZERİNE, 
ACELE EDİN... 
ER YA DA GEÇ 
ÇİMENLER YAYILACAK ÜZERİNİZE...



YAYILIN ÇİMENLERİN ÜZERİNE,
ACELE ED
İN...
ER YA DA GEÇ
Ç
İMENLER YAYILACAK ÜZERİNİZE...


Nisandır


NİSANDIR 

Nisandır, gözlerinizi kapatırsınız. Ilık bir rüzgar, mis kokulu. Mor salkımlar yakalar köşe başlarında. Fulya kokuları, nergisler peşinizi bırakmaz. Mavi mine çiçekleri işlemek istersiniz her yere. Aşk mevsimi gelmiştir.

Sabahları daha erken kalkılır. Bu, kahvaltı yapabilmek demektir. Ne demiştir Cemal Süreya , "Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem, ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"... Üşenmeyip gidip, simit alınır, meyve suyu sıkılır, yumurta haşlanır.

Bazen küçük yürüyüşlere bile zaman kalır. Şu köşede bir fırın açılmıştır, az ilerde bir çiçekçi. Mahalleye beyaz bir köpek gelmiştir. Eski dost, dişi kedi Sultan, ağaç tepelerinde çapkınlığa başlamıştır. Dönüşte asansörü kullanmaz, merdivenleri ikişer üçer çıkarsınız.

Tüm vitrinleri eflatunlar, pembeler, maviler kaplamıştır. Ucuzluğu bekleyecek haliniz yoktur. İçinizdeki renk dışavursun istersiniz. Kazıklandığınızı bile bile birkaç parça şey almadan çıkmazsınız mağazadan. Kutular açılır, yazlık takılar bulunur. Hava daha çok ısınmamıştır. Zemheri zürafası gibi olsanız da fark etmez. Bir kere içiniz ısınmıştır.

"Ben her bahar aşık olurum" şarkısı aslında herkes için yapılmıştır. Evli bekar, genç yaşlı hiç fark etmez. Etrafta aşık olunacak birileri hep vardır. Yavaş yavaş flört etmeye başlarsınız. Çift anlamlı sözcükler, küçük kahkahalar, çapkın bakışlar. "Bir şey var aramızda" şiiri dilden dile dolaşır. Sokakta yürürken, çalışırken, ya da alakasız yerlerde kendi kendinizi gülümserken yakalarsınız. Fark edip soranlara "Beni bu havalar mahvetti.", ya da "Yok bir şey, aklıma bir şey geldi de..." yollu yanıtlar verirsiniz. Aslında bir şey vardır, tam yüreğinizin ortasında kanat çırpmaktadır. Bir heyecan dalgası yalayıp geçer ara sıra. Hep böyle olsam dersiniz. Bu işle doğrudan ilgisi olmayanları da etkileyen bir olumluluk sinmiştir üstünüze. Başka zaman olsa, bar bar bağıracağınız durumlarda olgunca gülümsersiniz. "Bırak ben yapayım" dersiniz, "Önemli değil" dersiniz. Bir sevecenlik akar gider üzerinizden tüm canlılara.

Durmadan bir şeyleri unutursunuz. Anahtarı kapının üzerinde, çantanızı iş yerinde. Yolunuzu kaybedersiniz. "Aman sarsağın biriyim zaten" diye geçiştirirsiniz. Kışın böyle şeyler olmamıştı. Neyse ki enerji dolusunuzdur. Oraya koşturur, buraya koşturur, yüklersiniz akılsız başınızın cezasını ayaklarınıza.

Şiirler karalarsınız oraya buraya. Ne çok Nisan şiiri yazılmış şaşarsınız. Şarkılar mırıldanırsınız. Islık çalarsınız biteviye. Her sevgilinin bir şarkısı vardır. Şarkılardan fal tutarsınız.

Filmlerin en vurucu bölümleri gözlerinizin önüne gelmeye başlar. "Singing in the Rain"de Gene Kelly ile danseder, "The Way We Were"de Barbra Streisand'ın ayakkabısını bağlarsınız. "Love Story"de "Aşk hiçbir zaman pişmanlık duymamaktır" sözleriyle bağlarsınız işin sonunu.

Nisan yağmurları vardır sonra. Yağmurda ıslanmak için şemsiye almazsınız. Nisan yağmurları kısa sürer bilirsiniz, hayatınız gibi. Bir damlasını bile ziyan etmemek için çabalarsınız. Hele leylaklar da görünmeye başladı mı sağda solda kaçış yoktur. Dayanamaz, tüm çiçeklerinizi açarsınız.

CAN DÜNDAR 


13 Mayıs 2011 Cuma

Belkide Beceremiyorum



BELKİDE BECEREMİYORUM AMA....
belkide yazamıyorum sayfalarca
bir anlam koyamıyorum satır aralarına
ince kelime oyunları yapamıyorum belki
yıldızlarla kıyaslıyamıyorum seni
belkide doyumsuz güzelliğini anlatamıyorum
çiçek isimleri koyamıyorum adının başına
özlemimi yansıtamıyorum satırlara
belkide şiirler yazamıyorum
kendimi anlatamıyorum sana
ama bir şeyi iyi biliyorum
sayfalara bedel bir cümle yazabiliyorum
bitanem seni çok seviyorum

SADO


bir uzun sevda benimkisi

öyle  bakma be simitci
hiç mi görmedin yürekten seveni
bitmek bilmeyen yollar gibi
bir uzun sevda benimkisi

öyle bakma
hasret beni bu hale getirdi
böyle garipliğim ondandır 
özlemdir çıra gibi yakan yüreğimi

seviyorum ama neye yarar
gülün dikeni sevdamın hasreti var
batsada elime gülün dikeni
acıtsada yüreğimi sevdamın hasreti
yinede ölümüne seviyorum
be simitci

Sado



Ataürk'ü hiç Böyle Görmediniz

Ataürk'ü hiç Böyle Görmediniz

en çok okunanlar

Bu Blogda Ara

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı